okulun ilk günü


Heh evet okulda dolap var... Ama ev zaten okula 2 dk yürüme mesafesinde...



cervantes'in evi


Cervantes'in Calle Mayor'daki evinin önü. Daha doğrusu Cervantes'in doğduğu ev ve ne yazık ki evin içinde fotoğraf çekmek yasaktı...

madrid.




Puerta de Sol'den




 Museo del Prado'nun henüz sadece dış cephesi...

Museo del Prado'nun arkasındaki kilise
Yine Museo del Prado'nun arkasında, kiliseyi gören ve müzenin girişinin olduğu alandan bir görüntü... CD lerini satmaya çalışan bir adam klasik gitar çalıyor.
 Parque del Retiro'nun içinde yer alan Palacio de Cristal, bir fuar sırasında tropikal bitkilerin sergilenmesi için tasarlanmış. Londra'daki Crystal Palace'dan esinlenilen mekan bugün de sanat etkinlikleri ve toplantılar için kullanılıyor. 
 Palacio del Cristal'in içindeki kaydırak.


 Palasın giriş kapısının önünde minik bir göl ve de bu göle inen merdivenler var... İnsanlar bu merdivenlere oturup göldeki hayvanları besliyor. Güvercinler biraz ortalığı birbirine katsa da kafasını sudan zar zor çıkarıp cips yemeye çalışan kaplumbağaları, arada bir su yüzüne çıkan sazan balıklarını, ördekleri ve iki tane siyah kuğuyu izlemek keyif verici =)


chocolate con churros


Adında "çikolata" kelimesi geçen ve güzel olduğu söylentisi var olan bir tatlı olur da ben tadına bakmaz mıyım? Baktığım gibi de hayal kırıklığına uğrarım...  Günlerce süren meraktan sonra tatsız bir pudinge batırılmış, tipi halka tatlısını andıran bir "pişi" ile karşılaşmak (evet pişi) (evet tuzlu) (evet kızartılmış ve yağlı) pek de hoş olmadı... Neyse artık önümüzdeki tatlılara bakacağız...


madrid


Plaza mayor... Zamanında boğa güreşleri, idamlar, geçit törenleri falan filan burada yapılırmış...

Bu da III. Felipe, yani meydanı yaptıran bey amca ve atı.
Burası Plaza de Toros de las Ventas, yani bir cins boğa güreşi arenası. İçini görebilmek için sanırım boğa güreşi izlemek gerekiyor, ya da kitaptan öğrendiğim kadarıyla eylül ekim aylarında rock konserlerine ev sahipliği yapıyormuş, bir seçenek de ispanyol rock müziğinin tadına bakmak olabilir. 
 


Plaza de Toros'un önündeki heykel, büyük bir matadorun anısına... Alttaki ise girişlerden birinin parmaklıkları arasından çekilmiş bir fotoğraf.



Calle de Alcala üzerinde, bir sigorta için yapılmış olan Edificio Metropolis'in görünümü. Calle Alcala son derece kalabalık, İspanyol Merkez Bankası binasının da yer aldığı bir cadde, yani bir Ankaralı için Ulus demek :D Fakat bu kalabalıkta, trafikte etrafımda akşam koşusu yapan bir sürü insan gördüm ve  Ulus'u düşünerek bu durumu garipsemekten kendimi alamadım. Ulus'ta koşsalar heralde ya birileri durdurur ya da peşinden koşmaya başlardı :D


Sangria


İşte karşınızda meşhur sangria! Yani meyve sulu, hafif gazlı (soda ya da gazoz gibi bir şey vardı içinde), buzlu, yaz günlerini serinletici şarap... 

El Rasto


Madrid'in meşhur pazarı El Rasto... Sadece pazar günleri kurulan bu pazar tabiki de siesta saatine kadar açık... Saat 2'ye kadar gezmek gerektiğinden erkenden yola çıkmamız gerekti ve uykulu gözlerle pazarı dolaştık. Pazarda güneş gözlükleri çantalar giysiler takılar dışında bol miktarda ikinci el, antika eşyalar da satılıyor...




Bu da vuvuzela'nın uzaktan bir akrabası sanırım... Saçma bir sesi olsa da pazara renk katmayı başarıyordu...