akşam vakti plaza cervantes


plazanın bir de akşamı


Bugün fiesta olduğundan mı yoksa hergün mü burası böyle oluyor onu henüz bilemiyorum fakat eğer her gün böyle ise bu insanlar gerçekten yaşamayı biliyorlar... Gündüz vakti bomboş olan bu meydanda (evet yine Plaza Cervantes) aşam saat 8 civarında bir hareketlilik başladı... Meydanın ortasındaki, fotoğrafın sağ tarafında kalan yeşil renkli çardağımsı yerde bir rock konseri başladı. Meydanın diğer ucuna yürününce ise daha farklı bir eğlence insanları bekliyordu. Yine bir sahne kurulmuş, aynı süspüs başlıklı yazıda bahsettiğim tarzı bir eğlence yapılıyordu. Sahnede çoğunlukla üflemeli ve yanılmıyorsam bir vurmalı çalgıdan oluşan (trampet tarzı) bir orkestra, ve kısa boyuyla zıp zıp zıplayarak dikkatimi çeken bir orkestra şefi yer alıyordu. Önünde ise çoğunlukla yaşını başını almış teyzeler ve amcalar neşe ile dans ediyordu. Ve işin ilginç kısmı, meydanın bu iki ucundaki iki konserin de sesleri birbirine karışmıyordu... Ha, bir de sanırım bu danslı eğlencede yarışma da vardı, orkestra şefi dans eden bayanlardan bazılarına kolye hediye etti şarkı bitimlerinde...

fiesta sonrası siesta öncesi

Plaza Cervantes'i çevreleyen sokaklardan biri Calle Mayor

gelişimin ikinci günü veeee kutlamalar başlar...

Öhömm evet... Bugün Alcala de Henares halkı, benim gelişimi kutlamak amacıyla sokaklara döküldü... Herkeste bir coşku, bir neşe seziliyordu... İnsanların gözlerinden gürül gürün neşe akıyor, sevinç çığlıkları sadece Alcala'yı değil adeta tüm İspanya'yı sarıyordu....
Tamam tamam ciddi olayım, bugün tesadüf bir fiestaları varmış insanların... Yine Plaza Cervantes'de iken bu devasa insanlar bando müziği eşliğinde yürüyüp geldiler. Hatta dans da ediyorlardı yürürken, arada durup senkronize bir biçimde kendi etraflarında döndüler bazen... İnsanlar da sokaklara dökülmüş gezip eğleniyolardı tabi.. Ama saat 2 ye geldiğinde tabi ki her şey gibi bu eğlence de coşkuyla eğlenen insanları evlerine çekilip uyumaktan alıkoyamadı...

süspüs


Bugün okulun erasmus ofisini ararken rektörlük binasında uluslararası ticaret bölümü olduğunu tahmin ettiğimiz bir binaya girdik. Binanın giriş holünde bu hoş görüntü karşıladı bizi. Bu dolabımsı şeyin raflarındaki karman çorman şeyler aslında minik minik biblolar. Tahminimce ispanyol kültürüyle ilgili bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Mesela soldaki resimde orta sırada boğa güreşinden bir sahne yer alıyor fakat ne yazık ki zavallı bir bayan can vermekte... Alt sırada da arkada müzik çalan, önde ise dans eden insancıklar var...

yurt odası


Burası şu anda geçici olarak kaldığım, ve bütün gün aradığımız süper lüks öğrenci yurdunun odası. Üniversitenin üç kampüsünden biri olan Campus Universitario'da yer alıyor. Okulun esas kampüsü tarihi kent merkezinde, hatta kent merkezini okul oluşturuyor diyebiliriz. Fakülte binaları tarihi kentin içine dağılmış durumda. Bu yurdun (Giner de Los Rios) yer aldığı kampüs ise şehir merkezine uzak, otobüsle yaklaşık 15 dakika mesafede. Fakat şu an okul henüz açılmadığından olsa gerek terk edilmiş gibi bir hali var. Kampüs aslında daha 'kampüs' denilebilecek nitelikte, odtünün kampüsünü andırıyor fakat sosyal yönü olmayan ve terk edilmiş bir odtü gibi daha çok...
Bu Ali Baba Kebap Haus'un kapısı. Alcala'nın en işlek meydanı olduğunu tahmin ettiğim Plaza Cervantes'de. Ayrıca Alcala sınırlardında, bir mekdanılds bir de börgırking varken bu dükkandan 2 gün içinde 2 tane gördüm. Hatta Ali Baba'nın şubesi olmayan da bir türk restoranı vardı...

kuş bakışı

Madrid Barajas havalimanına yaklaşırken...